Apocalypse
Her başlangıcın bir sonu varsa, her sonun da bir başlangıcı vardır. Her son yeni bir hayata adım attığımız küçük kıyametlerdir. Her şeyin ilki, sonu, başlangıcı, bitişi ve eskisi, yenisi vardır. İyi, kötü deneyimler ve ruh halleriyle güdülen yollar. Başarılar veya başarısızlıklar. Sona gelindiğinde yeni bir yol ve yeni hedeflerle, hiç hissetmemiş gibi edinilen heyecanlar. İnsan kendi kıyameti içerisinde yolunu bulmaya çalışandır.
Boredom
Yeni deneyimler edinmenin kıvılcımıdır. Üretmek için alışkanlıklardan, konfor alanından kurtulmak gerekir. Konfor alanına alışan kişi, cesareti olmadan yeni deneyimlere yelken açamaz. Kıvılcımı veren cesarettir. Kırılma noktası ise kişinin seviye atlaması gerektiğini hissettiği andır.
Confussion
İnsan sonlu yaşam içindeki sonsuz karışıklıktır. Her karışıklıkta yeni yoğunluklar, stresler, üzüntüler ve bıkkınlıklar gelecektir. Sonunda yeni bir karakter ortaya çıkacak ve bu döngü ‘ ‘’son an’’a kadar devam edecektir.
Design
Bizler için büyük, hayat için çok küçük olan dokunuşlar.
Enough
Her gün bir defa da olsa haykırmak istediğimiz dışavurum hamlesi. Bu hamleyi ne kadar yapmak istesek de çoğu zaman gerçeklik bizi engellemektedir. Peki o gerçeklik ne kadar gerçek?
Fallacious
Yaşadığımız her şey. İyi ile kötüyü, güzel ile çirkini, var ile yoku yaşattıklarımız ile şekillendirdiğimiz hayat. Olayları paralelinde yaşamadıklarımız ile şekillendirirsek algımız ne kadar çok değişecektir. Bazen duvarın arkasına bakmak gerekir.
Greed
Dünyanın bu halde olmasından sorumlu olan duygu. Elde etmek için çıkan yolda, daha fazlasını isterken kontrolüne kapıldığımız duygu. Başarısızlık anında, iplerin koptuğu ve kölesi olduğumuz hal. Ancak panzehriyle var olunca pozitif bir şekilde gelebilir. Şükür ve tamah.
Harmony
Bir güruha dahil olabilmek için verilen emek. Arayış, kendin gibi olanadır. Arayan, dahil olmak ister. Kendine katabilecek argümanları belirler ve onlara sahip olanları arar. Onlardan çalar ve onların arasına dalar. Tekrar ve tekrar aynı işlem. Sessizlikle baş başa kalana kadar. Sonra tekrar başa sarar. Sonu ve başı belli olmayan dahil olma çabası.
Intelligible
İnsanların, insanlardan beklediği ama insanların kendilerinde aramadıkları özellik. Anlaşılmak, davranışlarla mı sözlü ifadelerle mi ilgilidir? İnsan bazı zamanlarda anlaşılmak için çırpınır. Sessiz yakarışlarla veya sesli ve davranışsal olarak bu durumu belli eder. Bazen de farklı olma isteğiyle bunu kullanır. Gerçek ve sahte iç içe geçtiği için insanlar, isteklerindeki gerçekliğin de farkında değillerdir. Anlaşılmak gerçekliğe giden yol mudur yoksa bir ihtiyaç olduğu için mi sahteliğe bulanmıştır?
Joggle
Dünyanın bu halde olmasından sorumlu olan duygu. Elde etmek için çıkan yolda, daha fazlasını isterken kontrolüne kapıldığımız duygu. Başarısızlık anında, iplerin koptuğu ve kölesi olduğumuz hal. Ancak panzehriyle var olunca pozitif bir şekilde gelebilir. Şükür ve tamah.
Kaleidoscopic
Ruh hali. Geçmişten günümüze devam eden yolculuktan milyarlarca deneyime, zamana ve olaya tanık olan milyarlarca insan. Hepsinin ortak noktası, kısır bir döngüde hapsolmak…Bu döngü maddesel boyuttan çıkıp nesillere aktarılan bir miras. Ruhları paradoksta bırakan bir nimet veya lanet. Kişi, kendi zamanının özgürlüğünde sınırlı hallerin hapsolmuşluğuyla sürekli değişen bir savaşta.
Like
Parmak egzersizi yaparken beyni uyuşturan aktivite. Duyular ile algıların gerçek, hissiyatın ise önemsenmediği bir dönemde insanların kendilerini kabullendirmek için yaptıklarını gösterdikleri meydanlar. Çok yakınımızda ve ulaşılması en yakın yerde. Kabul edilmek için akla ihtiyaç duyulmadan, estetik hareketlerin bulunduğu şovlar.
Menu
Ne yaşayacağımızı seçtiğimiz ve sipariş ettiğimiz, self-servis hizmeti olan soyut kitapçık. İki seçenek sunulan her durakta, birini seçerek yolculuğa devam ettiğimiz hayat. Duygunun ve mantığın iç içe geçtiği bir serüven. Kocaman, ulu bir ağaç. Binlerce sonuç ama elimizde sadece bir dalın ucundaki bir yaprak. Bir ömre sığdırılan on binlerce seçenekli ‘‘ menü ’’.
Nescience
Günümüzde mutlu olmanın tek yolu. Konfor alanlarının mükemmel olduğunu zannedip bilgiden ve düşünceden bi haber yaşayan topluluk.’ Asıl gerçeklikten haberlerinin olmayışından bile haberleri yok’. Büyük bir topluluğu sarhoş eden, ayık kesimin en büyük silahı.
Oppositional
Kabullenmeyişin getirdiği zorundalık. Doğum anından itibaren önce doğaya sonra çevreye karşı oluşturulan kimlik. Varlığını somut olarak kabullendirme isteği ve oluşturulan kimliği yenileme işlemi. Zıtlığın içinde kendini bulma çabası ‘ Kendine muhalif ‘ olduğun anlarda yaşadığını hissetmek ve bunu kendine ispat etmek.
Passion
İki özne veya nesne arasında saklı olan ancak karşılaştıklarında açığa çıkacak olan sır. Sır; özne ve nesne arasında etkileşime geçtiğinde sınırları yıkmıştır. İçinde körüklenen bir ateşle, ait olduğu yeri bekler. İnsanın, kendi sonsuzluğunu beklediği gibi.
Quaq
Zevkler, hobiler ve alışkanlıklar. Edindiğiniz deneyimler, yaşadığın çevre ve kendi benliğinin harmanlanması ile oluşan durumlar. Hayatını esir de alabilir, seni sen de yapabilir. Birey farkındalığını yok ettiği anda bu durumun kölesi olmuştur. Peki duvarları yıkmadan benliğine ulaşabilir misin?
Rogue
Zaman. Suçlayacağımız kimse kalmadığında kurtarıcımız olan. Yalnızlığımızda yanımızda olan ama bir türlü yaranamayan. Kendimizle yüzleşmekten korktuğumuz için bütün sorumluluğu sırtına bıraktığımızda, düzenimizi ve hayallerimizi bozduğunu söyleriz. Peki bu düzeni bozan zaman mı yoksa biz miyiz?
Senseless
Bir anlık boşluğa düşmüş olmanın vermiş olduğu hassasiyet. Verdiğin emek, çabanın yok olduğunu anladığında oluşan duygusal boşluk. Yolculuklara açılan anın başlangıcı. Varlığını tekrardan kanıtlama çabasına dönüş ve paradokslara devam. Başarısızlıklar, tükenmişlikler, yükselişler ve bitişler. Sonu beklerken hedefe tutunma çabası.
Taboo
Yıkmak için uğraşılmayan olgu. Alışkanlıklar, kurulan düzenler, yaşanılan alan ve birçok şey. Kitlelere, doğrusunu ilk ulaştıran kişiye bağlı. Temel kaynağı, çıkarlarına en uygun oluşturan ve ulaştıran topluma yön verir. Oluşturan da insan yıkmak isteyen de insan. Özgürlüklerini, tabularına satan da insan. Taban ve tavan. Üçgenin tabanı en büyük kitleyi barındırır.
User
İnsan tanımının günümüzdeki karşılığı. Tabiatı gereği mutualist bir ilişkidedir insan. İnsanla, canlıyla, cansızla. Onu kullanır ya da kullanılır. Çağın sanal dünyasını da etkilemiştir. Sosyal mecralar hükmetme hissini sunar. Karşılığında kişinin en özelini, hayatını ve düşüncelerini çalar. İnsanın kullandığı ve yönettiğini düşündüğü düzende, kullanıldığını anlaması dileğiyle.
Vanity
7 büyük günahın en asili. Doğduğun andan itibaren büyüklenme ile hayata başlar. Milyonlarca rakibini geçerek bu dünyaya gelmiş olmanın haklı mağrur duruşu ile. Akıl olmadan bunu başaran insan, içgüdüsel olarak, akıl ile de bunu başarmak ister. Diğer günahlardan ayıran en temel neden budur. Akıl. Akıl kibrin derecesini artırır.
Wail
Ruh tarafından atılan sessiz çığlıklar. Sıkıştığımız dünya ve beden. Zihnin ruha aktardığı binlerce soruna bulunamayan çözümler. Dışa atılamayan zehirler. Duyulmayan çığlıklar, yakarışlar, yalvarışlar. İnsanın ihanet ettiği en büyük varlık. Ruh. İhanetlerin en büyüğünü insan kendine yapar.
X-ray
Sadece fiziksel maddelerin önemli olduğunu kanıtlayan alet. Doğasında şiddet ve kötülük olan varlıkları kontrol etmek için bulunan çözüm. Potansiyel tehlikenin düşüncede, ruhta olduğunu ayırt edemez. Bu çağın en önemli sorununu dışa vuran alet. Maddesel boyut, manevi ve zihinsel tehlikelerden korumak için kullanılan. Cansız bir varlık, canlı bir varlığı ne kadar durdurabilir?
Yummy
Güzel anların unutulan tepkisi. Zihinde başlayan ve biten. Kendi sınırları içerisinde kaybolan. Yaşadıkları, hissettikleri veya üstünde kalan travmalarla hayatın her anından mahrum kalan. Hayallerinin anında dahi tepkisiz kalmak ve tat alamamak. ‘YUMMY’ li hayatlara.
Zone
Kişinin kendine ayırdığı bölgeye ördüğü duvarlar. Farkında olmaya adım attığın ilk nokta. Cesaretle beraber yoğrulan yollar. Derine indikçe kendinle daha çok baş başa kalır. Yüzeye çıktığında anlayamama ve anlatamama. Söylesen dinlemez, anlatsan anlamazlar. Artık üst müsün alt mısın bilemezsin. Orada tek gerçek kendini soyutladığın duvarların sana verdiği güven.